Güney Asya Hava Kalitesi Mücadele Alanı Soruşturması
Güney Asya — ve bilhassa Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Nepal’in bir kısmını veya tamamını kapsayan Hint-Ganj Ovası — dünyanın nüfus kaynaklı en büyük hava kirliliği seviyelerinden birini yaşıyor.1 Anladığımız kadarıyla, hava niteliğinin kötü olması, bu bölgede 1,8 milyardan fazla insan için olumsuz sağlık sonuçlarına büyük ölçüde katkıda bulunuyor. Güney Asya havasında bulunan kirletici maddeler arasında, çapı 2.5 mikrometreden daha küçük olan ve en ciddi sağlık harcamaları ile ilişkili olduğunu düşündüğümüz parçacıklı madde ’e odaklanıyoruz. Health Effects Institute ve Institute for Health Metrics and Evaluation’ın Küresel Hastalık Yükü projesinin ortak bir çalışması olan Küresel Havanın Durumu raporuna göre hava kirliliği Güney Asya çapında her yıl toplamda, yeti kaybına uğramış yaklaşık 71,4 yaşam yılına (DALY) mal oluyor. Institute for Health Metrics and Evaluation’a göre, Güney Asya’daki hava kirliliği dünya çapındaki tüm DALY’nin neredeyse %3’üne denk geliyor; bu demek oluyor ki, Güney Asya’da hava kirliliğini tehlikeli seviyelerden düşürmek bile tek başına, sağlıklı yaşam yıllarının erken kaybı oranını her yıl %3 seviyesine düşürür.
PM2.5 hava kirliliğine maruz kalmak açıkhavada ve ev içinde mümkün olabilir; her iki ortam farklı yoğunluklara, sağlık neticelerine ve müdahalelere sahiptir. Açıkhavadaki veya çevresel kaynaklar arasında tuğla ocakları, araçlar, kömürle çalışan santraller ve anız yakmak sayılabilir.d Küresel Havanın Durumu raporuna göre, Güney Asya’da 2019’da yaşanan ortalama çevresel hava kirliliği oranı 78,2 mikrogram/metreküptü (µg/m3); bu oran Dünya Sağlık Örgütünün hem 10 µg/m3 tavsiye standardının hem de 35 µg/m3 orta standardının üzerinde bir yoğunluğa işaret ediyor.e
Tüm kanıtları kapsamlı bir şekilde incelememiş olmakla birlikte, PM2.5 hava kirliliğine uzun süre maruz kalmak kronik solunum ve kalp-damar hastalıkları gibi, ortalama yaşam süresini kısaltan ciddi ve olumsuz sağlık etkilerine yol açtığına dair yaygın bir görüş birliğiyle karşılaştık. Örneğin, Havanın Küresel Durumu raporuna göre 2019’da Güney Asya’da neredeyse 40 milyon DALY, çevresel PM2.5 hava kirliliğine atfedilebilir.f Bu sayının bazı Güney Asya ülkelerinde sabit kalırken bazılarında arttığı görülüyor.3 Bu veya başka ölümlülük ve hastalılık tahminlerini bağımsız olarak incelememiş olsak da, Güney Asya’nın nüfus kaynaklı hava kirliliği seviyelerine ve taradığımız literatürün hava kirliliğinin kronik hastalıklardaki rolüne dair söylediklerine baktığımızda bu, gayet olası görünüyor.4
Güney Asya’da (çevresele kıyasla) hanesel hava kirliliği yoğunluklarının ölçümü çok daha zor görünüyor; karşılaştığımız tahminlerdeki oranlar 35 µg/m3 ila 2,000 µg/m3’ün üstü arasında değişiyor.5 Fakat hanesel hava kirliliğinin daha yaygın olduğundan daha eminiz; kaynaklardan birinin değerlendirmesine göre Güney Asya’daki insanların %60’tan fazlası katı pişirme yakıtı kullanıyor ki bu, hanesel hava kirliliğinin birincil kaynağı.6 Bu yüzde, insanların daha temiz enerji kaynaklarına geçmesiyle birlikte düşüşe geçmiş görünüyor.7
Hanesel PM2.5 yoğunluğuna dair güvenilir verinin eksikliği, bunun sağlık etkilerine dair emin çıkarımlarda bulunmayı zorlaştırıyor. Mevcut kanıtların işaret ettiği, Güney Asya’daki hanesel hava kirliliğinin sağlık sonuçları arasında düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve bebek ölümü riskiyle ilişkili diğer durumların sayılabileceği.8 Örnek vermek gerekirse, Küresel Havanın Durumu raporu, 2019 yılında yaşamının ilk ayında gerçekleşen yaklaşık 95 bin bebeğin ölümünü Güney Asya’daki hanesel hava kirliliğine bağlıyor ve o yıl içerisinde bölgedeki yaklaşık 30 milyon DALY üzerindeki genel etkisini ölçüyor.9
Güney Asya’da yer alan ülkeler arasında Hindistan, nüfus kaynaklı çevresel hava kirliliği seviyelerinde en yüksek yıllık ortalamaya (83,2 µg/m3) ve gerek çevresel gerek hanesel hava kirliliğiyle ilişkilendirilen en yüksek DALY seviyesine (sırasıyla 31,1 milyon ve 20,9 milyon) sahip.g Güney Asya’nın büyüyen ve yaşlanan nüfusu, hava kirliliğinden kaynaklı yükün (diğer her şeyi eşit varsayarsak) arttığı anlamına geliyor. Hanesel hava kirliliği açısından bakıldığında durum, insanların daha temiz pişirme yakıtlarına geçen insanların dengelemesiyle birlikte bu yük zamanla azalıyor.h Ancak, çevresel hava kirliliğine bağlı DALY’lerin sayısı, çevresel hava kirliliğinin kötüleşmesi ile birlikte daha da artıyor ve demografik trendlere vurgu yapıyor.i Diğer Güney Asya ülkelerine kıyasla Hindistan’da hava kirliliğinin ciddi etkisi, Hindistan’ın hava kalitesini geliştirmenin, Güney Asya’nın nüfus kaynaklı yıllık PM2.5 yoğunluğunu ve hava kirliliği sebepli DALY’leri büyük ölçüde azaltacağına işaret ediyor.j
Deneysel olmayan sosyal bilimsel kanıtın niteliğinden ve güvenilirliğinden sıklıkla endişeleniriz ve hesaplamalarımız için ana girdileri kendimiz çoğaltabilmeyi tercih ederiz. Küresel Havanın Durumu raporunda bu mümkün değil zira bu rapor açık veri ve koda sahip değil. Biz de bu yüksek DALY hesaplamalarının göründükleri şekilde ele alınması gerektiğini söyleyen kuşkucu bir yaklaşımla başladık. Fakat altta yatan literatürün genel bir incelemesini yaptık (ki tüm sosyal bilim literatürlerinde olduğu gibi, gelişim için alan bulunduğu kanısındayız) ve Küresel Havanın Durumu yüküne dair tahminleri iki faktörden çok aşağı çekmememiz gerektiği düşüncesine vardık.
Daha spesifik olmak gerekirse biyolojik mekanizmalar, hava kirliliğine maruz kalmanın insanlarda ölümlülük gibi olumsuz sağlık etkilerine yol açtığı sonucunu destekler nitelikte. Gerek American Heart Association ile kirlilik ve sağlıkla ilgilenen Lancet Commission gerek görüştüğümüz epidemiyologlar, parçacıklı madde solumanın enflamasyona ve damar hasarına açtığını söylüyor. Bu etkiler, iskemik kalp hastalığı ve iskemik felç gibi ölümcül olabilecek hastalıklara yol açtığı bilinen damar tıkanıklığı ve yüksek tansiyon vb. durumlarla da ilintili.k Bebekler söz konusu olduğunda önerilen metabolik yolda ise, parçacıklı madde kirliliğinin fetüslere besin aktarımını azalttığı, neticesinde, bebek ölümlerindeki artış ile yaşam boyu sürecek sağlık komplikasyonları ile ilişkilendirilen daha düşük doğum ağırlığına ve beslenme eksikliklerine yol açıyor.10
Söz konusu biyolojik mekanizmaları ele alan çeşitli hayvan ve insan randomize kontrollü çalışmalar mevcut. Bu çalışmalar genellikle, parçacıklı madde kirliliğinin damar enflamasyonuna, damar tıkanıklığına ve düşük doğum ağırlığına sebep olduğu yönünde bir kanıya sahip.11 Fakat daha yakın bir zamanda yürütülen hayvan çalışmaları, ölümlülüğü bir çıkar neticesi olarak kullanmazken çok daha eski bazı çalışmalar hava kirliliğine maruz kalmanın ölümlülük üzerindeki etkisini hükümsüz bulmuştur.12 Open Philanthropy’nin bilimsel araştırma ekibine göre, eski çalışmalarda hayvan modellerinde görülen hükümsüz ölümlülük sonuçları, insanlardaki ölümlülük etkilerinin aleyhine bir kanıt niteliğinde değil; bunun büyük bir sebebi biyoloji ve yaşam sürelerindeki içkin farklılıklar olsa da bunu orta seviyede olumsuz bir güncelleme olarak görüyoruz.
Konuyla ilişkili biyolojik mekanizmaları ele alan çalışmaların dışında, parçacıklı madde kirliliğinin ölümlülük üzerindeki nedensel etkisini soyutlama girişiminde bulunan ekonomistlerin yürüttüğü çeşitli doğal deneyler de bulduk. Bilhassa Ebenstein ve diğerleri, 2017, Güney Asya’dakine benzer koşullarda hava kirliliğinin sağlık etkilerini inceliyor fakat bu makalenin temel ölümlülük oranlarına şüpheci yaklaşıyoruz.l Diğer yarı-deneysel makaleler - ki bunların çoğu parçacıklı maddelere kısa dönemde maruz kalmaya odaklanıyor - genelde hem bebeklerde hem yetişkinlerde ölümlülüğe dair anlamlı etkiler buluyor.m Bu makaleler, bulduğumuz deneysel olmayan sosyal bilim literatürünün, çelişkili bir değişkenin ölümlülük etkilerini tespit etmesinin olası olmadığı konusunda bize güvence verdi
Yukarıda bahsi geçen yarı deneysel kanıtlarda yayın yanlılığı arayan herhangi bir meta-analiz bulamadık. Bununla birlikte, yayın yanlılığını tespit etmeyi amaçlayan huni grafikleri içeren epidemiyolojik literatür mevcut. Yayın yanlılığının olmadığı bir literatürde, simetrik ve üçgen bir örüntü oluşturan, daha az etkili analizlerin sağda, daha yüksek etkili analizlerinse solda durmaya eğilim gösterdiği şekilde dağılmış noktalar görürdük. Kohort araştırmalarda hava kirliliğinin ölümlülük üzerindeki nedensel etkisini ele alan epidemiyolojik makaleleri inceleyen Pope ve diğerleri, 2020’nin grafikleri (bilhassa Resim 4) grafiklerinin ortası biraz asimetrik görünüyor.n Büyük bir tereddütle birlikte, bu grafiklere dayanarak yapılacak bir yayın yanlılığı ayarlamasının ölümlülük etkisinin boyutunu, epidemiyolojik literatürdeki fikir birliğinin az ila kısmen altında bir sayıya düşüreceği kanısındayız.o
Birçok olası hava kalitesi iyileştirmesi koordine edilmiş devlet müdahalesi gerektirir. Aşağıda bahsedilen hafifletme politikaları hem kirlilik sorununun büyük bir bölümünü potansiyel olarak ele aldığını hem de idari anlamda olasılıkla uygulanabilir olduğunu düşündüklerimiz.p
Tuğla ocaklarının %20’si Güney Asya’da üretilse de sektöre atfedilebilecek PM2.5 salınımları ülkelere göre değişiklik göstermekle birlikte kentsel bölgelerde yoğunlaşıyor.q Dünya Bankası’nın yayımladığı bir rapora göre tuğla sektörü Bangladeş ve Nepal’deki ikinci en büyük PM2.5 salınım kaynağı; PM2.5 salınımının sırasıyla %11’inden ve %3’ünden sorumlular.13 Bu sırada Hindistan’da tuğla ocaklara atfedilebilecek PM2.5 salınımının payı nispeten daha düşük görünse de bu konuya ilişkin ciddi bir belirsizlikle karşılaştık. Health Effects Institute bulduğumuz en düşük tahminlerden birini sunarak, Hindistan’ın PM2.5 kirliliğinin yaklaşık %2’sine işaret ediyor ve PM2.5’le ilişkili ölümlerin %2 ila 3’ünü tuğla ocaklara bağlıyor.14 Dünya Bankası’nın raporu, topladığımız kaynaklar arasında en yüksek tahmine sahip; Hindistan’ın PM2.5 salınımının %8’ini tuğla sektörüne bağlıyor.15 Dünya Bankası mevcut ocakların donanımsal anlamda iyileştirilmesinin PM2.5’i %30 ila 50 oranında azaltmakla birlikte enerji etkililiğini de iyileştirebileceğini belirtiyor.r
Salınım seviyelerine dair belirsizliğe rağmen, tuğla ocaklarını donanımsal anlamda iyileştirerek etkili ocaklar inşa etmeyi amaçlayan, hükümet savunuculuğunda gösterilecek bir gayretin (örneğin yönetmelikler ve/veya sübvansiyonlar) idari anlamda uygulanabilir olduğu ve bunun, tuğla sektörünün sebep olduğu PM2.5 kirliliğini anlamlı seviyede azaltacağı kanısındayız.s
En az 2015’ten bu yana, Hindistan’daki hükümet organları, çok eski araçların kullanımını kısıtlamaya dair bir ilgi işaretinde bulunuyor.t Bazı bölgesel yasaklar bulunsa da bunların ne dereceye kadar uygulandığı veya yürütüldüğüne dair elimizde kesin bir anlayış yok.u Çok eski araçların yasaklanmasına dair bu (tutarsız olsa da) mevcut ilgi ile birlikte 10 yaşın üzerindeki araç sayısının düşük olması (yani bu tür bir yasağın siyasi/ekonomik maliyetinin az olması) bunun, hükümet müdahalesi için yeni ve potansiyel anlamda gelecek vadeden bir alan olduğunu düşündürüyor.v
Güney Asya’da nüfus kaynaklı PM2.5 kirliliğinin araçlarla ilişkili yüzdesinden emin olmamakla birlikte oldukça önemli görünüyor. Hindistan Çevre, Orman ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yayımladığı bir rapora göre, araçlar kış mevsiminde Delhi’de nüfus kaynaklı PM2.5 salınımının yaklaşık %28’inden sorumlu olurken tüm ulaşım araçları sayıldığında bu sayı ülke çapında %4’e denk geliyor.16 Energy and Resources Institute, Bangalor’un PM2.5 yükünün %50’sini otomobil salınımına bağlıyor.w Mangalor’a odaklanan bir kaynak paylaştırma çalışması parçacıklı madde kirliliğinden %70 oranında araçları sorumlu tutuyor.x Bilhassa çok eski araçların araç emisyonlarına önemli ölçüde sebep olduğunu görmek mümkün; bulduğumuz hesaplamalardan birinin iddiasına göre 15 yaşından eski araçlar toplam araç kirliliğinin %15’inden sorumlu ve daha yeni araçlara kıyasla 10 ila 25 kat daha fazla kirlilik yaratma eğiliminde.17 Bu sayıları göz önünde bulundurduğumuzda, çok eski araçlara getirilecek bir yasağın toplam PM2.5 kirliliğini azaltmasının olası olduğunu düşünüyoruz fakat mantık çerçevesinde beklenebilecek toplam düşüş oranı ve gerçekçi bakıldığında bu tür bir yasağın ne kadar yürütülebilir (ve faydalı) olacağı konusunda emin değiliz.
Bulduğumuz öngörülerin çoğu Hindistan’ın PM2.5 salınımının yaklaşık %15’ini kömür enerjisi üretimine bağlıyor.y Hindistan’ın elektrik üretimi ve karbondioksit salınımında kömürün ne kadar yaygın olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, kömürün PM2.5 salınımında önemli bir kaynak olması fikri bize de olası geliyor.z
Raporlardan biri, enerji santrallerinde sulu kömür filtresi kullanmanın PM2.5 salınımını %98’e dek azaltabileceğini ve yeni kumaş filtrelerin, etkililiği %99,7 gibi yüksek bir seviyeye taşıyabileceğini öne sürüyor.aa Bu tahmini bağımsız olarak incelememekle birlikte, doğru olması durumunda bizce, kömür filtrelerinin Hindistan’ın hava kalitesini önemli ölçüde iyileştirebileceği anlamına geliyor.ab
Hindistan hükümeti, santrallerin salınımı kısıtlamak adına kömür filtreleri kullanımını zorunlu kılmış olmasına rağmen riayet oranı az gibi görünüyor.ac Kömür enerjisi salınımlarının bariz büyüklüğü ile hükümetin hafifletici önlemler almaya gösterdiği mevcut ilgiyi göz önünde bulundurduğumuzda, kömür filtreleri kullanımına yönelik ek gayret göstermek gelecek vadeden bir müdahale olabilir.
Aşağıda, kömür filtrelerinin kurulumunu destekleyecek hayırsever desteğin potansiyel maliyet etkinliği hakkında kendi üstünkörü hesaplamalarımızı (back-of-the-envelope calculations, BOTEC) paylaşıyoruz.
İzlenimimiz, anız yakmanın Hindistan’daki salınımlarda nispeten daha az önemli bir kaynak olduğu yönünde; bir makaleye göre Delhi’de yıllık PM2.5 kirliliğinin ortalama %5’inden sorumluyken tüm yıl boyunca belirli dönemlere bakıldığında bu oran %40’a kadar çıkabiliyor.18 Çiftçilerin büyük bir çoğunluğu anız yakarken yalnızca %2’lik küçük bir grup arazisini sürmek için traktör kullanıyor.19 Traktör kullanan çiftçilerin oranını artırmak amacıyla daha iyi hedeflenmiş traktör sübvansiyonları sağlarken diğer yandan da anız yakanların oranını düşürmenin, Delhi’nin hava kirliliğini orta derecede iyileştirmesi olası görünüyor.ae Traktör sübvansiyonlarının daha geniş Güney Asya bölgesinin hava kalitesi üzerinde görülebilecek potansiyel etkisinden emin değiliz.
Bulduğumuz kadarıyla, hanelerin yaklaşık %60’ının hâlâ kullandığı katı pişirme yakıtları, Güney Asya’da PM2.5 kirliliği kaynaklı sağlık yükünün neredeyse %40’ından sorumlu.20 Tereddüt etmekle birlikte, katı pişirme yakıtı kullanımında önemli azaltımların, sağlık etkilerinde büyük düşüşler sağlayabileceği kanısındayız. Katı pişirme yakıtına (odun, tarımsal atık, kömür vb.) gösterilebilecek ana alternatif ise sıvılaştırılmış petrol gaz (LPG).
Hindistan hükümeti LPG kullanımı için hâlihazırda sübvansiyon sağlıyor ve günümüzde her bir haneye yıllık 12 LPG tüpü veriyor.af Ancak sübvansiyonlar piyasa fiyatına kıyasla pek de büyük bir indirim sunmuyor ki bu da LPG tüp fiyatlarının birçok yoksul hane için fazla pahalı kalabileceği imasını taşıyor.21 Yoksulların erişebileceği sübvansiyonların artırılmasına bir yöntem olarak hükümet, daha varlıklı haneleri sübvanse edilmemiş LPG’lerin bedelini gönüllü olarak ödemeye ikna etmeye girişmiş fakat başarısız olmuş.22 Daha yoksul haneler için elde edilebilirliği ve sübvansiyon miktarını artırarak bunları daha iyi hedeflemek, katı pişirme yakıtı kullanan hanelerin sayısını artırmaya yardımcı olabilir.
Hindistan’da ve Güney Asya’nın genelinde farklı kaynaklara atfedilebilecek toplam ve nüfus kaynaklı PM2.5 oranı konusunda yaygın bir belirsizlik söz konusu. Bu bilgi eksikliğiyle baş etmek, uygun hedeflendirilmiş hafifletme stratejileri açısından son derece önemli görünüyor. Bu bakımdan, hayırsever gayretler verimli bir şekilde 1) yerel karar mercileri ile diğer paydaşlar için bilgi ekosistemini iyileştirmeye ve 2) hava niteliğiyle mücadele adına ana hükümet organlarının teknik kapasitesini iyileştirmeye odaklanabilir. Bu iki neticeden herhangi birini desteklemeye ilgi duyan bir hayırsever, bir kısmını aşağıda listelediğimiz çok çeşitli yollara başvurabilir.
Daha önce de bahsettiğimiz üzere, kirlilikte kaynak paylaştırmaya dair veri eksikliğinin, erişilebilir müdahalelerin potansiyel etkilerinin ölçülmesini zorlaştırdığını düşünüyoruz. Kaynak paylaştırma çalışmaları, herhangi bir şehir veya bölgedeki toplam PM2.5 yoğunluğunun ne kadarının farklı kaynaklara (ulaşım, enerji üretimi, diğer endüstriyel kaynaklar vb.) atfedilebileceğini ölçen bilimsel çalışmaları kapsar.ag
Kaynak paylaştırma çalışmaları, teknik yardıma ihtiyaç duyan ilgili şehirlerle ortaklık biçiminde yürütülebilir.ah Hükümetlere, şehirlerinin en büyük haya kirliliği kaynaklarına dair yaklaşık tahminler sağlayan bu çalışmalar, hükümetlerin (ve hayırseverlerin) hafifletme stratejilerini potansiyel anlamda iyileştirebilir.
Aşağıda, kaynak paylaştırma çalışmalarına yönelik hayırsever desteğinin potansiyel maliyet etkinliği hakkında kendi üstünkörü hesaplamalarımızı paylaşıyoruz.
Bir hayırsever, düşük maliyetli sensörlere olabileceği gibi, ileri takip istasyonlarına da fon sağlayabilir. Bizim desteklediğimiz düşük maliyetli sensörler yerel olarak kurulabiliyor ve kirlilik miktarındaki değişimleri raporlayan gerçek zamanlı hava kalitesi haritaları için veri sağlayabilir. Bu haritaların, yerel kirlilik seviyeleri konusunda kamu farkındalığını artırmaya ve ikincil davranış değişikliğine hız vermeye yardımcı olmanın yanı sıra, hükümetlerin ve diğer kuruluşların hafifletme yöntemlerinin etkilerini izlemelerini sağlayacağına inanıyoruz. Düşük maliyetli sensörlerin kısıtlı hassasiyeti kirlilik ölçümlerine ket vurmakla birlikte tekil sensörler yoğunluktaki küçük değişimleri algılamayabilir.ai
İleri takip istasyonları çok daha hassas ve çok daha masraflıdır; Hindistan’ın her bir hava kuşağına kurulabilir. Atmosfer kolonunu ölçmek için istasyonların güneş ışık ölçerler ile birleştirilmesi potansiyel anlamda, hava kirliliği kaynakları ve yoğunluklarına dair çok daha hassas ve sık uydu ölçümleri sağlayabilir.aj Bu ölçümler de hükümetlere daha hassas kirlilik hedefleri sağlar, takip edilecek hafifletme politikalarının etkilerini olanaklı kılar ve genel hava kalitesi raporlamasına katkıda bulunur.
Hava kalitesi takibinin kısa vadede hayırsever harcama anlamında oldukça büyük bir kaynak olabileceği fikrindeyiz; ilk uygulamanın ardından süregelen harcamalar azalabilir. Konuşmalarımızdan edindiğimiz izlenime göre, Hindistan’da hava kalitesi takibi nispeten iyi fon almış durumda; diğer Güney Asya bölgelerinde takibin desteklenmesi kazanım anlamında daha iyi bir etkiye sahip olabilir. Bu iddiaları bağımsız olarak incelemedik.
Hafifletme eğrisi (takip edilen müdahale ile PM2.5 azaltımlarının finansal maliyetini ve hacmini açıklayan grafik) ile Hindistan’da hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin araştırmaların çeşitli faydaları olduğu fikrindeyiz. Daha iyi tanımlanmış bir azaltma eğrisi verisi, ilgili hayırseverler veya politika üreticiler için birçok seçenek sunabilir. Sağlık etkileri üzerine araştırma yapmak, farklı kirletici türlerinin sağlık üzerindeki etkilerini potansiyel olarak ayırt etmek de dahil olmak üzere, PM2.5 kirliliğinin sağlığa dair etkilerine dair daha iyi hedeflenmiş veriler sağlayabilir.
Ek olarak bu tür araştırmalar, sorunun boyutu konusunda hükümetlerde ve halk arasında farkındalığı artırmaya yardımcı olabilir; buna bağlı olarak, hedeflenen hafifletme önlemlerinin benimsenmesini teşvik edebilir (özellikle söz konusu araştırma, sorunun büyük bir bölümünü çözecek daha dar kapsamlı bir dizi düşük maliyetli politika değişikliği belirlerse). Yerel yönetimlere veya bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerine de uzmanlık sağlayan ulusal kurumlarda araştırma yapılırsa bunun daha etkili olabileceği de duyduklarmız arasında.
Devlet kurumlarına teknik yardım sağlanması, hükümetin hava kirliliğini hafifletme tedbirlerini uygulama, yürütme ve izleme kapasitesini artırarak kirlilik azaltma tedbirlerinin sonuçlarını iyileştirebilir. Örneğin, bu sonuçla ilgilenen bir fon sağlayıcı, birkaç nedenden dolayı hava kalitesi düzenlemelerini uygulamakta zorlanan Hindistan’ın kirlilik kontrol kurullarına teknik yardım sağlamak için dışarıdan danışmanlarla çalışabilir.ak Kirlilik kontrol kurullarının cari harcamalarına ilişkin çelişkili tahminler bulsak da yılda 100 milyon ila 300 milyon dolar arasında görünse de hava kirliliği, su kirliliği, gürültü kirliliği ve atık yönetimi arasında bölünmüş durumda.al
Yukarıdaki bölümde ana hatlarıyla tasvir edilen müdahaleler büyük oranda hükümetin alanına yer alıyor. Bu kapsamda, hayırsever gayretler karar mercilerine, hava kirliliğini hafifletmeye yönelik etkili politikalar geliştirmek adına veri ve kaynak sağlamaya odaklanabilir. Potansiyel fon alanları arasında kaynak paylaştırma ve toplama araştırması, gerçek zamanlı hava kalite haritaları ve hava kalitesi hakkında yerel haber mecralarında bilgilendirme yapmak yer alıyor. Hava kirliliğinin bilinirliğini artırmanın diğer yolları arasında Clean Air Fund’ın hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkileri için farkındalık yaratan Doctors for Clean Air’i gibi programların fonlanması veya üniversitelerdeki hava kalitesi programlarının desteklenmesi sayılabilir.
Hava kirliliği Güney Asya’da her yıl 71,4 milyon DALY’ye mal oluyorsa ve yılda 20 milyon dolar harcıyor olsaydık, 1,000x çıtamızı geçmek için, her harcama yılımız karşılığında sorunun yaklaşık %0,06’sını 10 yılda çözecek çözümler ilerletiyor olmamız gerekirdi.am Bu tür küçük sayıları kavramak zor olsa da, bu alandaki diğer hayırseverliğin görece sınırlı ölçeğini göz önünde bulundurduğumuzda, geçmemiz için abes bir çıta olacağını düşünmüyoruz.
Söz konusu seviyede bu sorun üzerinde maliyet etkin bir şekilde nasıl para harcanacağına dair spesifik bir planımız olmasa da - aşağıda da detaylı bir biçimde göreceğiniz üzere - geleceği parlak görünen ve 1,000x çıtasını geçebileceğini düşündüğümüz potansiyel projelere dair üstünkörü birkaç hesaplama yaptık.
Hindistan’da düşük maliyetli bir sensör ağı kurulumu için toplamda 3 milyon dolar fonlamayı yukarıda önermiştik. Mevcut BOTEC’imizi, Güney Asya’da hava kalitesi program çalışanı işe alım sürecimiz sebebiyle kaldırdık.
Kabaca hesaplarımıza göre, bir kaynak paylaşımı çalışmasının 1,000x çıtamıza ulaşabilmesi için, 5 milyon nüfuslu bir şekilde kirlilikte 0,8 µg/m3 oranında bir düşüşü 10 yıl hızlandırması gerekiyor.an Bu hesaplamanın varsayımlarına göre:
Disease Control Priorities Network’ün yayımladığı bir rapora göre, tüm enerji santrallerine kömür filtresi kurmak yaklaşık 1,7 milyar dolara mal olur.25 Aynı rapora göre, yaşam başına en düşük maliyetle santralleri donanım anlamında iyileştirmek 615 milyon dolara mal olur; öte yandan, karşılaştığımız diğer kaynaklar maliyetin bir üst büyüklük kertesinden de fazla olduğunu hesaplıyor.ao 615 milyon dolar sayısı doğru olsaydı, kömür filtresi kurulumunu ödemek 1,000x çıtamıza erişebilir hatta bunu geçebilirdi - aşağıdaki koşulların var olması durumunda:
Bu koşullar altında, yatırımın geri dönüşünü 2,68 trilyon dolar (çevresel hava kirliliğinin toplam maliyeti) × .15 (toplam PM2.5’te enerji sektörünün payı) × .75 (seçili santrallerin enerji sektörü DALY’lerindeki payı) × .8 (filtreler sayesinde PM2.5’teki düşüş) × 5 yıl (kazanılan yıl) / 615 milyon dolar (filtrelerin maliyeti) = 1,960x. Tabii yinelemek adına, bu varsayımların doğru olup olmadığını bilmiyoruz ve literatürde çok daha yüksek maliyet tahminleriyle karşılaştık.
Mevcut fon fırsatlarına dair kavrayışımıza göre bu alanda bir program hava kalitesi takibi, hafifletme ve kaynak paylaştırma çalışmaları, teknik yardım, hava kalitesi üzerinde çalışan mevcut kuruluşların ölçeklenmesi ve politika erişimi gibi gayretlere, izlediğimiz diğer fonlama fırsatlarına maliyet etkin bir seviyede kıyaslandığında, yılda en az 25 milyon dolar ayırmasının çokça olası olduğu kanısındayız. Son derece maliyet etkin kabul edeceğimiz fırsatların yılda 25 milyon dolardan çok daha fazla kapasiteye sahip olması olasılığı bizce son derece düşük.
Güney Asya’da hayırseverlerin hava kalitesine yönelik ilgisi sınırlı görünse de hızla artıyor: Clean Air Fund tarafından yapılan ve birçok görüşmemizde atıfta bulunulan bir tahmine göre, bu alandaki hayırseverlik harcamaları 2015’te 1 milyon dolarken 2019’da kabaca 7 milyon dolara ulaşmış.26 Raporun tahminlerini incelemedik ve yapısal açıdan eksik öngörüler olabileceğini tahmin ediyoruz çünkü rapor, bazıları veri paylaşımına katılmayabilecek derneklerin kendi bildirdiği verilere dayanıyor; ancak büyük ölçüde görüşmelerimizde duyduklarımızla tutarlı.
Güney Asya hava kalitesi üzerine çalışan, ismini en çok duyduğumuz uluslararası hayırsever aktörler Bloomberg Philanthropies, Children’s Investment Fund Foundation, ClimateWorks, IKEA Foundation, MacArthur Foundation, Oak Foundation, Pisces Foundation ve William and Flora Hewlett Foundation. Ashish Dhawan gibi Hindistan’dan bazı ana fon sağlayıcılardan da alandaki uzmanlar ve fon sağlayıcılarla yaptığımız konuşmalar sırasında bahsedildi. Bunun çok uzun bir liste olduğunu düşünmüyoruz: Bu alanda çalışan en büyük hayırsever fon sağlayıcıları eklediğimizi düşünüyoruz ama kâr amacı gütmeyen örgütler ve aktivistler arasında kaçırdığımız daha küçük yatırımlar olduğuna da eminiz.
Bu ana hayırsever aktörlerin birçoğunun hava kirliliğine yaklaşımı, parçacıklı maddelerden kaynaklı doğrudan olumsuz sağlık etkilerinden ziyade iklim değişikliğine katkıda bulunan bir etken olarak odaklanıyor. Hava kirliliği için iklim odaklı hayırsever harcamalar Hindistan’da salınımların azaltılmasını amaçlayan daha büyük bir gayretin bir parçası; salınım azaltımları için hayırsever harcamaların yılda 100 milyon dolar ile 350 milyon dolar arasında olduğunu tahmin ediyoruz.as
Hava kirliliğini bir iklim endişesi olarak ele almak ile bir sağlık meselesi olarak ele almanın fonlama stratejileri anlamında ne derece farklılaşabileceğinden emin değiliz. İklim ve hava kalitesi harcaması arasında kesişme anlamında kesinlikle bir potansiyel bulunuyor zira sera gazlarının salınımını azaltan birçok müdahale PM2.5 salınımını da düşürme eğiliminde oluyor (örneğin elektrik üretimi için kömür bağımlılığının sınırlandırılması). Fakat iki amaç birbirinden ayrılabilir de (örneğin kömür santrallerinde baca gazını kükürt oksitlerinden arındırma üniteleri kullanılması sağlık anlamında hava kirliliğini iyileştirmeye katkıda bulunurken bildiğimiz kadarıyla iklim etkilerini hafifletmiyor). Genele baktığımızda, önemli iklim fon sağlayıcılarının varlığının, hava kalitesinin sağlık açısından iyileştirilmesine yönelik daha odaklı bir çalışmaya ihtiyacı hafiflettiğini düşünmüyoruz.at
Hava kalitesi için hükümet harcamalarına dair güvenilir tahminler bulmakta zorlandık. Bulduğumuz kaynaklardan birine göre, 2019-2020 bütçe döneminde, Hindistan hükümeti büyük şehirlerde hava kirliliğiyle mücadele etmek için 44 milyar rupilik (kur çevrimi sırasında yaklaşık 609 milyon dolarlık) bir fon oluşturmuş ve tahsis etmiş.27 Ek olarak, Council on Energy, Environment and Water ile UrbanEmissions’ın yayımladığı 2020 tarihli bir rapora göre 2024 yılına gelindiğinde parçacıklı madde yoğunluklarını %20 ila 30 oranında azaltacak eylem planları hazırlamak üzere şehirleri yönlendiren Ulusal Temiz Hava Planı 4,6 milyar rupi (kur çevrimi esnasında 63 milyon dolar) almış. Ancak raporun bir diğer iddiasına göre yetişememenin bir cezası ya da planları gözden geçirmenin ve güncellemenin yasal bir yaptırımı
bulunmuyor.28 Hatta, yalnızca dokuz şehir icra maliyetlerini belirtmiş ki bu sayı 890 milyon rupi ile 160 milyar rupi arasında değişiklik gösteriyor (kur çevrimi esnasında sırasıyla 11,9 milyon dolar ila 2 milyar dolar).29 Bu tahminlerin doğruluğundan büyük ölçüde emin değiliz ve haberdar olmadığımız ek devlet fonlarının varlığını da olası görüyoruz. Genele baktığımızda, hava kalitesinin iyileştirilmesinde en büyük harcamayı hükümetlerin yaptığını düşünmekle birlikte mevcut harcamanın, hava kirliliğini yeterli derecede azaltmak için gerekli miktarın çok altında olduğu kanısındayız.
Hava kalitesi takibi bizim açımızdan, ivedi fonlamayı karşılama kapasitesine sahip ve bilhassa çözülebilir bir hafifletme stratejisi olarak göründü. Buna paralel olarak, UC Berkeley’den Profesör Joshua Apte, Indian Institute of Technology Delhi (IIT Delhi) ve Council on Energy, Environment, and Water (CEEW) arasında, Güney Asya’da düşük maliyetli hava kalitesi sensörü kurmaya yönelik üç yıllık bir iş birliğini desteklemek üzere toplam 3 milyon dolar değerinde hibeler tavsiye ettik.
İş birliğinin hedefi, sensörlerden gelecek verinin daha etkili hava kirliliğini hafifletme politikalarının tasarımına, uygulanmasına ve yürütülmesine iyileştirme anlamında katkıda bulunması. Ek olarak bu projeyi, düşük maliyetli sensörlerin Güney Asya genelinde test edilmesi ve kullanılması için erken bir öğrenme fırsatı olarak görüyoruz; başarılı olursa düşük maliyetli diğer sensörlerin kullanım hızı üzerinde yayılma etkisine sahip olacağını öngörüyoruz fakat bu konuda uzmanlara danışmadık. Her iki netice de Güney Asya’daki hava kirliliği seviyelerinde önemli düşüşlere neden olma olasılığını taşıyor.
Bu hibelerin potansiyel maliyet etkinliğine dair üstünkörü hesaplamalarımız için yukarıya bakın.
Güney Asya’da hava kalitesini iyileştirme gayretlerini fonlamanın potansiyel risklerinin ve dezavantajlarının birkaçını tespit ettik. Bunlar:
Güney Asya hava kalitesini araştırma sürecinde alandaki birkaç uzmanla ve ana fon sağlayıcılarla konuştuk. Aşağıdaki kişiler bu rapor için kaynak olarak gösterilmeyi kabul etmiş olsalar da burada adı geçen herhangi bir uzmanın varsayımlarımızla kısmen veya bütüncül olarak aynı fikirde olduğu anlamına gelmiyor:
Bu alanda daha fazla fırsat hakkında bilgi edinmeye açık kalacağız ve gelecekte ek hibeler oluşturabiliriz.
| Air Quality Life Index, “India Fact Sheet” | Kaynak |
|---|---|
| Anderson vd. (2005) | Kaynak |
| Apte vd. (2018) | Kaynak |
| Arceo vd. (2016) | Kaynak |
| Belis vd. (2014) | Kaynak |
| Berger (2020) | Kaynak |
| BreatheLife, “Hindistan’ın Yeni Ulusal Temiz Hava Programının Merkezindeki Şehirler” | Kaynak |
| Brook vd. (2009) | Kaynak |
| Brook vd. (2010) | Kaynak |
| Brook vd. (2018) | Kaynak |
| Business Insider, “Hindistan Hükümeti Pişirme Gazı İçin Doğrudan Yardım Transferini Artık Ödemeyecek - Benzin Fiyatlarının Düşmesiyle Sübvansiyon Sona Erdi” | Kaynak |
| Centre for Science and Environment, “Hindistan Eski Araçlarıyla Ne Yapacak?” | Kaynak |
| Chay ve Greenstone (2003) | Kaynak |
| Chen vd. (2013) | Kaynak |
| Chen vd. (2002) | Kaynak |
| Clean Air Fund, “Küresel Hava Niteliğinin Durumu Fonlaması” | Kaynak |
| Correia vd. (2013) | Kaynak |
| Council on Foundations, “Yeni Hindistan FCRA Değişiklikleri Hindistan’daki STK’ların Yabancı Hibelerini Etkiliyor” | Kaynak |
| Cropper (2016) | Kaynak |
| Cropper vd. (2017) | Kaynak |
| Currie (2013) | Kaynak |
| Deryugina vd. (2019) | Kaynak |
| Doctors for Clean Air, “Ana Sayfa” | Kaynak |
| DW, “Hindistan Kirliliği: Çiftçilikte Bir Devrim Anız Yakımını Nasıl Çözebilir?” | Kaynak |
| Ebenstein vd. (2017) | Kaynak |
| Eil vd. (2020) | Kaynak |
| EPA, “Parçacıklı Madde (PM) Bilgiler” | Kaynak |
| Ganguly vd. (2020) | Kaynak |
| Gao vd. (2018) | Kaynak |
| Gardener (1966) | Kaynak |
| Ghosh (2021) | Kaynak |
| GiveWell, “Yeti Kaybına Uyarlanmış Yaşam Yılı (DALY) Metriğini Yorumlamak” | Kaynak |
| Goel vd. (2013) | Kaynak |
| Greenstone vd. (2015) | Kaynak |
| Haryana State Pollution Control Board, “Bütçe Tahmini” | Kaynak |
| Health Effects Institute, “Hastalık Yükü Hindistan’daki Ana Hava Kirletici Kaynaklardan İleri Geliyor” | Kaynak |
| Health Effects Institute, “Hane Hava Kirliliği ve Bulaşıcı Olmayan Hastalık | Politika Yapıcılar İçin Özet” |
| Heft-Neal vd. (2020) | Kaynak |
| Hindustani Times (2021) | Kaynak |
| Johnson vdl. (2020) | Kaynak |
| Kalaiarasan vd. (2018) | Kaynak |
| Koshy (2019) | Kaynak |
| Landrigan vd. (2017) | Kaynak |
| Maharashtra Kirlilik Kontrol Kurulu, “Bütçe 2019-2020” | Kaynak |
| Martin vd. (2019) | Kaynak |
| McCormick (1985) | Kaynak |
| Menon (2016) | Kaynak |
| Mohan (2020) | Kaynak |
| Myllyvirta vd. (2016) | Kaynak |
| Narayan (2020) | Kaynak |
| Ulusal Temiz Hava Programı, “Son Teklif” | Kaynak |
| Open Philanthropy, “Bilimsel Araştırma” | Kaynak |
| Peng vd. (2020) | Kaynak |
| Police vd. (2018) | Kaynak |
| Pope vd. (2009) | Kaynak |
| Pope vd. (2016) | Kaynak |
| Pope vd. (2020) | Kaynak |
| Rakshit (2020) | Kaynak |
| Roeyer vd. (2020) | Kaynak |
| Sharma ve Dikshit (2016) | Kaynak |
| Sharma ve Kumar (2016) | Kaynak |
| Sharma ve Nagpure (2019) | Kaynak |
| Snider vd. (2015) | Kaynak |
| SS Rana & Co (2020) | Kaynak |
| Küresel Havanın Durumu 2020, “Veriyi Keşfet” | Kaynak |
| Küresel Havanın Durumu 2020, “Ana Sayfa” | Kaynak |
| Hava Kirliliğinin Yarımküreler Arası Taşınması Çalışma Kolu, “Soru ve Cevap” | Kaynak |
| The Financial Express, “Anız Yakımını Azaltmak Adına, Saman Yönetimi Makinelerinin Makul Fiyatlandırılması İçin EPCA’ya Kulak Verin” | Kaynak |
| The New Indian Express, “Üç Yılın Ardından, LPG Sübvansiyonundan Vazgeçmek İsteyen Pek Yok” | Kaynak |
| Dünya Bankası, “Nüfus, Toplam - Hindistan” | Kaynak |
| Times of India, “Merkez Kirlilik Kontrol Bütçesini Kesiyor, Uzmanlardan Sert Eleştiri Aldı” | Kaynak |
| Times of India, “Yabancı Katkı Düzenleme Yasası” | Kaynak |
| Tripathi (2020a) | Kaynak |
| Tripathi (2020b) | Kaynak |
| Tuli (2020) | Kaynak |
| Varadhan (2019) | Kaynak |
| Veras vd. (2008) | Kaynak |
| Zhang (2016) | Kaynak |
Bu çalışma Creative Commons Attribution 4.0 International License kapsamında lisanslıdır.