İltifatları ve fayda birimlerini ayrı ayrı alın
Dün:
Ekonomide, fazladan bir saat çalışıp parayı aşevinde birini işe almaları için para bağışlamak yerine, orada bir saat gönüllü çalışan bir avukatla alakalı çok ama çok eski bir bulmaca/gözlem var.
Avukat, kendisini motive etmesi ve yaptığı şeyi neden yaptığını hatırlaması için aşevinde bir saat çalışmaya ihtiyaç duyuyorsa bunda sorun yok. Fakat ofiste çalıştığı saatlerin bir kısmını da bağışlaması gerekiyor çünkü profesyonel ihtisasın gücü burada yatıyor ve yetişkinler işleri gerçekte böyle hallediyor. Bağışlanan parayı, aşevinde gönüllülük yapma hakkını satın almak ya da aşevinde geçirilen zamanı geçerli kılmak olarak görmek mümkün.
Yaşlı hanımlar geçerken kapıyı tutarım. Bunun en son ne zaman yaşandığını tam olarak hatırlamıyorum (ama eminim geçtiğimiz yıl içerisinde yaşanmıştır). Fakat geçtiğimiz ay içerisinde, diyelim ki, yürüyüş yaparken özel araba yoluna park edilmiş, bagajı tamamen açık duran station modeli bir araba gördüm; arabanın içine ulaşmak mümkündü. Biri paket mi taşıyor diye baktım ama öyle değildi. Arabayla işi olan biri var mı diye etrafa bakındım. Nihayetinde eve gidip önce kapıyı, ardından zili çaldım. Ve evet, bagaj yanlışlıkla açık kalmıştı.
Farklı koşullarda bu, bir başkasının refahına verilen içten önemi, hiçbir şey yapmamanın getireceği suçluluktan korkmayı, kendiniz ya da başkaları için güvenilirlik sinyalleme tutkusunu ya da altruizmden keyif aldığınızı simgeleyen basit bir altruizm hareketi olurdu. Bu arada, bunların son derece meşru motivasyonlar olduğunu düşünüyorum; ilki için fazladan birkaç puan verebilirim fakat diğerlerinden ceza puanı kesmem. İnsanlara yardım edildiği sürece.
Ama kendi durumum, zaten kâr amacı gütmeyen bir işte çalıştığımdan, bu 60 saniyeyi, başkalarına daha çok fazla sağlayabilmek için, daha uzmanlaşmış bir biçimde daha iyi kullanıp kullanamayacağıma dair daha fazla soruya kapı açıyor. Yani, inandığımı iddia ettiğim diğer şeyleri düşününce, bu hareketimi zamanımın en iyi kullanımı olarak gerçekten savunabilir miyim?
En bariz savunma — ya da belki de en bariz ussallaştırma — bunun gibi bir altruizm hareketinin, örneğin müzik dinlemeye kıyasla çok daha etkili bir irade yenileyici olduğu. Ayrıca altruist olma yetimi yalnızca teoride şüphe duyuyorum; sorunların yanından geçip gidersem altruizmimin de solacağından şüphe duyuyorum. Bunu deneyecek kadar hiç zorlamadım; bu riske değeceğini sanmıyorum.
Peki, savunmam buysa, eylemimin de faydalı olduğunu savunamayız, değil mi? Çünkü az önce saydıklarım bana dönük faydalar.
Bu eylemi altruist bir iyi niyet olarak savunduğumu kim söyledi? Bencil bir iyi niyet bu. Benim irademi yeniliyor ya da beni altruist tutuyor; bundan kaynaklanan (ya da öyle düşündüğüm) başkalarına dönük dolaylı faydalar da var. Başkalarına “art niyet” olarak fayda sağlaması gereken bencil eylemlere güvenmediğinizi tabii ki söyleyebilirsiniz; buna cevabım, aynı prensipten yola çıkarak, sözde art niyete değil asıl iyi niyete doğrudan bakmanız gerektiği.
Bu yanıma kalır mı? Yani buna “bencil bir iyi niyet” dediğimde yanıma kalacak ve, bencil olduğu için suçlu hissetmektense, bu sayede irademi yenileyecek miyim? Görünen o ki evet. Böyle olması beni de şaşırttı ama öyle. Bagajın açık kaldığını söylemek için kapılarını çaldığım ve teşekkür ettikleri sürece, beynim o gün için muhteşem bir iyi niyet sergilemiş gibi hissediyor.
Tabii burada faydalılık değişiklik gösterebilir. İrade yenilemenin bir yolunu bulmadaki sorun, farklı insanları farklı şeylerin harekete geçirmesi. (Yani: Değişkenleri yine de öngörecek daha derinde yatan kuralları anlamadan, yüzey olgusunun etrafında dolanıyoruz.)
Fakat bu açıdan bana benzediğinizi — yani bencil iyi niyetlerin hâlâ işe yaradığını — fark ederseniz sözlü iltifatlarınızı ve fayda birimlerinizi ayrı ayrı almanızı öneririm. Aynı anda değil. İkisini de aynı anda yapmaya çalışmak ikisinin de iyi yapılamayacağı anlamına geliyor. Statü sizin için önemliyse onu da ayrı almalısınız!
Hayırseverlik dünyasına giren yeni milyarder olmuş birine tavsiye verecek olsam, şöyle bir şey olurdu:
Milyardere ayrıca, fayda birimlerine sağladığı paranın, sözlü iltifatlara harcadıklarından en az 20 kat daha fazla olmasını tavsiye ederim —kendinizi altruist tutmaktan %5 daha fazla harcamak makul görünüyor ve ben, tarafsız hakiminiz olarak, sözlü iltifatları böylesi büyük bir çarpanla doğrulamakta hiç zorlanmam. Tabii asıl iltifat eylemi etkin biçimde zararlıdan ziyade gerçekten yardımsever olmalıdır.
(Statü almak bana, esasında, altruizmle ilintisiz görünüyor. X-Ödülüne para vermek arkadaşlarınız arasında, aynı derecede pahalı bir sürat teknesi almaktan daha çok hayranlık toplamanızı sağlıyorsa, sürat teknesi almanın pek de bir anlamı yok gibi. Parayı “arkadaşlarımı etkilemek” sütununa yerleştirin ve bunun “altruizm” sütunu olmadığının farkında olun.)
Fakat asıl sebep bu üç şeyin — sözlü iltifatlar, statü ve beklenen fayda birimi — ayrı ayrı olduğunda, yani sırayla biri optimize edildiğinde, çok daha etkili alınabiliyor. Bir meme kanseri vakfı için 10 milyon dolarlık bir çek yazmak — aynı 10 milyon doları partilere vs. harcamaya kıyasla çok daha takdire şayan olacakken — tek bir insanın hayatını değiştirdiğinizde bizzat olarak olmanın sağladığı yoğun mutluluk hissini vermeyecek, hatta buna yaklaşamayacaktır bile. Partilerde konuşulmanızı, X-Ödülü gibi seksi bir şeye bağış yapmak kadar sağlamayacak olsa da belki diğer zenginlerden küçük bir selam getirebilir. Sözlü iltifat ve statüye dair tüm endişelerinizi bir kenara bıraktığınızda, 10 milyon dolarla çok daha büyük kertelerde fayda birimi üretebilecek, hak ettiğini alamayan en az bin vakıf olacaktır. Tek seferde üç kriteri birden optimize etmeye çalışmak, hiçbirinin yeterli şekilde optimize edilmemesine neden olur; bu üç boyutta yalnızca muğlak itişler yaratır.
Tabii milyarder, hatta milyoner bile değilseniz meselelerde yeterince etkili olamazsınız, hepsini birden bu kadar kolay alamazsınız. Fakat sözlü iltifat konusunda diyebilirim ki aydınlık ve canlı, bizzat ve doğrudan fayda sağlayabileceğiniz nispeten ucuz bir vakıf bulun. Bir aşevinde gönüllü olun. Ya da sözlü iltifatlarınızı yaşlı hanımlara kapı açarak alın. Fayda birimi almak için diğer gayretlerinizle doğrulanmasına izin verin fakat bunu fayda birimleri almakla karıştırmayın. Statü almak, kaliteli giysi almaktan muhtemelen daha ucuzdur.
Söz konusu fayda birimi almak olduğunda yapmanız gereken tabii ki susup çarpmak.
Bu çalışma Creative Commons Attribution 4.0 International License ile lisanslıdır.